6 Eylül 2014 Cumartesi

B GRUBU 

İzlemesi müthiş zevkli olacak diye düşündüğüm bir veya iki gruptan biri B grubu. Şampiyonlar Ligi'nin kralı diyebileceğimiz Real Madrid, bir başka efsane ve Şampiyonlar Ligi'ne hiç gitmemişçesine tepeden tırnağa aç olan idol takım Liverpool, son birkaç yılda büyük işler başaran ve aynı zamanda ülkesinin en iyi takımı olan Basel ile Şampiyonlar Ligi'ne ilk defa katılan, hatta çoğumuzun ismini bile ilk defa duyduğu ve bu arenada ilk kez boy gösterecek olan Ludogorets.
Real Madrid ile başlayacak olursak... Önce gidenlerden başlarsak, Diego Lopez gibi kaliteli, tecrübeli ve yedekliği asla sorun etmeyen bir kişilik nasıl olur da bedavaya Milan'a bırakılır hala anlamış değilim. Keza Xabi Alonso... Gençliğinden itibaren oyuna hızı değil, hücuma katkısı ve oyun zekası ile tekniği ve pas becerisi ile hükmeden bu komple adam nasıl olur da elden çıkarılıp Bayern Münih'in kollarına bırakılır? Sorun onun yaşlanması mı? Hızını kaybetmesi mi? Ama onun en büyük özellikleri gençken de bunlar değildi zaten. Di Maria konusu zaten başlı başına enteresan. Onun gibi takıma hücum anlamında etki eden, defansa yardıma gelen, kanatlardan yaptığı karşı konulmaz bindirmelerine, sert şutlarını ve her halükarda yapabildiği muhteşem ortalarını eklersek, dünyanın hiçbir yerinde kolay kolay bulamayacağınız bir kanat oyuncusunu göndermek bana hiç mantıklı gelmiyor.
Gelenlerde ise daha önceki bir yazımda daha çok izlenebilme olanağı olan ve bizim daha çok izleyebilip keyif alabileceğimiz liglerde oynamasını istediğimiz James Rodriguez var. Dünya Kupası'nın altın ayakkabısı olan bu genç yüz ifadesiyle CR7'i çağrıştırarak zaten olaya 1-0 önde başlıyor. Mükemmel futbol potansiyeli de cabası. Real Madrid'de olmayı hak ediyor. Onun için tek sorun, bu yıldızlar geçitinde kendisini istikrarlı bir şekilde oynattırabilmek ve kalıcılığını sağlamak. Çünkü bu takımda gözünün yaşına bakılmaz. Mesut Özil, Di Maria son örnekleri. Bir diğer takviyeye gelecek olursak Kosta Rika'lı kaleci Navas'ı aldılar. Dünya Kupası'nda kumaşını tüm futbolseverlere kanıtlayan Navas gerçekten de çok iyi bir kaleci. Hatta ülkemize gelse eminim bir Muslera etkisi yapar. Casillas'ın formsuzluğunda kaleyi devralırsa şaşırmam. Levante'de gösterdiğin performans seni kolay kolay Real Madrid'e getirmez. Ama o başardı. Üstüne Dünya Kupası'ndaki oyunu eklenince bu transfer kaçınılmaz oldu tabi. Bir diğer gelen yıldız Toni Kroos. Guardiola çok uğraştıysa da onu takımda tutamadı. Orta sahada oluşturduğu derinlik, oyun zekası, topa hükmetme becerisi, oyun kurma gibi özelliklerine markajını ve hava toplarındaki avantajını da eklersek kesinlikle ilk 11'in değişmez bir oyuncusu olacaktır. Khedira, Modric, Kroos, Rodriguez... Ve forvete nöbetçi golcü sınıfından Chicharito takviyesi gayet makul. Satın alma opsiyonlu kiralık olan forvet sırası geldiğinde işini yapacak bir golcü. Real Madrid'in bu sene dünyanın en pahalı kadrosuna sahip olduğunu unutmayalım. Oynadıkları futbol ve Şampiyonlar Ligi tecrübeleri ile kesinlikle grubun 1 numaralı favorileri.
Gelgelelim Liverpool'a... Sonunda YNWA'u tekrar Şampiyonlar Ligi'nde dinleyebileceğiz. Rodgers gerçekten harika bir takım oluşturdu geçtiğimiz yıl. Uzun zaman sonra şampiyonluğa bu kadar yaklaştılar ama olmadı. Teselli ise bu sene için tazelenen umutlar ve Şampiyonlar Ligi. Suarez'in ayrılışının ardından forvet transferini Balotelli'den yana kullandılar ki; bence Balo, El Pistolero'nun yarısı bile etmez. Bir kere farklı tarzda golcüler. Pek de güvenilir bir adam değildir Balo üstün yeteneklerine karşın. Olumlu bakacak olursak Sterling ve Sturridge'dan mükemmel birer oyuncu yapan Rodgers belki Balo'yu da futbola kazandırabilir. Emre Can, Lallana, Lambert, Lovren, Markovic, Moreno, Manquillo... Hepsi de kadroya mükemmel bir derinlik kattılar. Ama sahanın içinde seni oyunda tutabilecek, Gerrard'la sorumluluğu paylaşabilecek klas bir futbolcu var mı derseniz..? Biraz muamma... Reus, Cavani, Falcao isimlerinden biri bile gelse çok iyi olurdu ama hiçbiri olmadı. Onların en büyük kozu takım oyunu, takım coşkusu ve şampiyonlar ligine aç olan Liverpool tribünleriyle genç ve yetenekli futbolcuları olacak...
Basel özellikle son birkaç yılda Murat Yakın'la beraber mükemmel bir çıkış yaptı. Chelsea galibiyetleri de onları havalı yapmadı değil. Ama grup ikinciliği için Liverpool'u bir adım önde görüyorum.
Belki de Şampiyonlar Ligi elemelerinin en kıyıda köşede kalmış maçıydı Ludogorets-Steau maçı. İlk maçı 1-0 kaybeden Ludogorets kendi sahasında maçın 90.dakikasında gol buluyor. Uzatmaya giden maçın uzatmalarının son dakikasında Ludogorets kalecisi kırmızı kart görüyor. 3 oyuncu değişikliği hakkı dolduğundan kaleye geçen stoper Moti penaltılarda kurtarış da yapınca tur atlayan Ludogorets oluyor. Üstelik Moti, Steau'nun en büyük rakibi Dinamo'nun eski oyuncusu ve bir Rumen. Muhteşem bir hikayeyle adını Şampiyonlar Ligi'ne yazdıran bu Bulgar takımının tabiki bu grupta tur atlama için pek şansı yok. Ama hikayeleri onların burda olmasını istedi.
                                                                                              YASİN IŞILDAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder